Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Mustafa Altuğ Atalay, “Bazı yerlerde balıkçı barınakları doktorlara, avukatlara, sporculara kiralanmaya başlanmış. Böyle bir altyapı oluşmuş. Bu sorunları biliyoruz, farkındayız, üzerine de gidiyoruz.” dedi.
TBMM Balıkçılık ve Su Ürünleri Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel başkanlığında toplandı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Atalay, Türkiye’deki balıkçı barınaklarının durumuna ilişkin komisyon üyelerine sunum yaptı.
Balıkçı barınağının, en az, avlanma yapılan tekne kadar önemli olduğunu vurgulayan Atalay, Türkiye’deki balıkçı barınaklarının yüzde 30’unun Doğu Karadeniz’de, yüzde 28’inin Marmara’da, yüzde 21’inin Ege’de, yüzde 6’sının Akdeniz’de, geri kalanının da Van ve Eğirdir gölleri gibi iç sularda yer aldığını belirtti.
Doğu Karadeniz’de 750 metrede bir balıkçı barınağı bulunduğuna; Akdeniz ve Ege’de ise 30-40 kilometrede bir barınağın olduğuna dikkati çeken Atalay, “Ülkemizde bizim kayıtlarımızda 384 balıkçı barınağı var. Farklı kurumlarda bu rakam 400’e kadar çıkabiliyor. Resmi balıkçı barınağı olmasa da genel araştırmada balıkçı barınağı statüsünde olmayan yapılarda da balık çıkarılabildiği için barınak olarak görünüyor.” dedi.
Atalay, 16 ayrı kanunun balıkçı barınaklarını ilgilendirdiğini, bu kanundan yetki alarak çıkarılan balıkçı barınakları yönetmelikleriyle barınakların idare edildiğini aktardı.
Balıkçı barınaklarının sorunlarına değinen Atalay, “İmar planı balıkçı barınakları için en önemli sorundan biri. Yaklaşık yüzde 50’sinin imar planı yok. Çok eskiden yapılmış ve balıkçı barınağı olarak kullanılmış yerler var. İmarı almaya çalışıyorsunuz ama tapu kayıtlarında o yerin bir kısmının vakıflarda, bir kısmının özel şahıslarda olması gibi durumlar olabiliyor. İmarı olmayınca da nerede başlayıp nerede bitiyor, sınırını tespit etmek zor oluyor.” diye konuştu.
“Balıkçı barınaklarıyla ilgili kamuoyu algısını değiştirmek gerekiyor”
Balıkçı barınaklarının yüzde 70’inin derinleştirilmesine, bakım ve onarıma ihtiyaç olduğunu dile getiren Atalay, “Geçen hafta sonu çıkan fırtına ile bu rakam misliyle arttı. Türkiye’nin üç bir tarafına yayılmış 400 balıkçı barınağımız var. Karadeniz gibi bir yerde balıkçılık yapacaksak barınağa ihtiyaç var. O dalgalar, akıntılar kumu taşıyor. Her sene bunların bakıma, derinleştirilmesine ihtiyaç var. Ulaştırma Bakanlığı elinden geldiğince yetişmeye çalışıyor ama dünyanın hiçbir tarafından böyle bir altyapı yok.” ifadelerini kullandı.
Atalay, barınakların kiralanmasının da önemli bir sorun olmaya başladığını söyledi. Bazı bölgelerdeki balıkçı barınaklarının “bölgenin önde gelenlerine” kiralandığına dikkati çeken Atalay, şunları kaydetti:
“Bazı yerlerde balıkçı barınakları doktorlara, avukatlara, sporculara kiralanmaya başlanmış. Böyle bir altyapı oluşmuş. Bu sorunları biliyoruz, farkındayız, üzerine de gidiyoruz. Mümkün olduğu kadar çözmeye de gayret ediyoruz. Balıkçı barınaklarıyla ilgili kamuoyu algısını değiştirmek gerekiyor. Vatandaşın balıkçı barınaklarını ister restoran, ister dam, ister yat bağlama yeri olarak kullanma talepleri artık talepten ileri gitti, bir baskı unsuru olarak kullanılmaya başlandı. Balıkçılıkla ilgili en önemli problem balıkçı barınaklarıdır. Biz denetimi kuvvetli şekilde yapabilirsek zaten küçük balığı da yasa dışı avcılığı da kayıt dışılığı da engelleriz.”
Yurt dışında barınakların kiralanmasına sıcak bakılmadığının altını çizen Atalay, barınakların sorunlarının çözümü için Toprak Koruma Kurulu benzeri bir yapının oluşturulabileceğini sözlerine ekledi.
Komisyonda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yetkililerince de balıkçı barınaklarına ilişkin sunum yapıldı.